Hayat bir sahne deriz ya hep ve biz oyuncularız. Biz oyunumuzu oynarken teatral bir havada vurgularla konuşuyorsak ve jest ve mimikler devredeyse sorun yok. Bir şekilde iletişim var...
Ama ya sahne pandomim sanatçılarıyla doluysa ... O zaman işler karışıyor. Son zamanlarda farkettim ki hepimizin pandomim yeteneği var. Pandomim harika bir sanat dalı... Keyif alıyorum seyrederken. Ama sadece seyrederken. O sahnenin parçası olmak keyif vermiyor bana.
Dokunan gözler ve konuşan eller... Harika bir anlatım tarzı. Ama konuşma yeteneğimiz varken neden hayatımızı da pandomim sahnesine çeviriyoruz? Sadece kelimeleri kullanarak "kırıldım, üzüldüm, teşekkür ederim, seni seviyorum, varlığın beni mutlu ediyor, iyi ki varsın ya da çık hayatımdan" demiyoruz... Neden bir bakış, bir eda ya da bir mimikten anlama bekleniyor karşıdan. Eğer empati yeteneğin gelişmişse tamam; sorun yok. Empatim var, ama bu çok yorucu bir çaba. Daha kolay olmaz mı insan ilişkileri konuşarak ve birbirimizin gözlerine bakarak...
Dokunan gözler yine olsun ve konuşan eller de... Ama yanı sıra kelimeler de olsun ve tam ve gerçek bir iletişim için...